Translate

27 Şubat 2011 Pazar

“İnşallah”

Varlığın sarp yokuşlarında nefesi kesilir insanın. Dudağına değince “İnşallah!” sözü; varlığı yoktan varedenin, yokluğu hiç sebepsiz varlığa doğru genişletenin iradesinden nefeslenir. Zamanın dar köşelerinde sesi eksilir insanın. Sesini bürüyünce “İnşallah!” kelamı, zamanı genişletenin, ömrü ebede bitiştirenin dilemesinden beslenir. Gündelik telaşların hızla inip kalkan göğsünde aklı daralır, kalbi yorulur insanın. Kalbini atınca “İnşallah!”ın asude iklimine, aklı aklanır, kalbi durulur. Dünyevî önceliklerin hazla gidip gelen sarkacında ruhu hoyratça savrulur insanın. Yüzüne gülünce “İnşallah!”ın muştusu, ruhu sılaya taşınır, hüzünleri yağmurda ıslanır.

Asil bir sükûnetin dizi dibinde nefeslenmektir “İnşallah”...
“Ben benden ötesine teslimim...” diye/bilenin inşirahıdır “İnşallah”.
Kendi varlığının yükünü zayıf omuzlarından atıp hafiflediğinin resmidir “İnşallah”.
Kendini kendinden öte taşıyan/taşıran insanın kabuğunu zorlayışıdır “İnşallah”.. “
Ben buradayım ama burada kalmaya razı değilim...” diye/bilenin meydan okuyuşudur.
Ellerine kudret elinin sarıldığını, gözlerine bin kutlu nazarın ışık olduğunu, yüzünü çevirdiği her yönde tek ve bir teselli vechinin beklediğini ilan edişidir.
 Kalbine yüklenmiş dağları bir nefeste silip süpürmektir inşallah. Varlığın koynuna tutunmuş insanı sonsuzluğun ufkuna doğuran bir sızıdır “İnşallah”...
 İnşallah, sebeplerin kör kuyusuna uzatılan ışıltılı bir kovadır.
Ağaç köklerini ve toprağı kucaklaştıran “İnşallah”tır; toprağa hayat bahşetmektir, taşa pınarlar dilemektir. “Allah dilerse” tohum toprağa katışır; toprak ve tohumun boş ellerine çiçekler sunulur, kurak avuçlarına hayat akıtılır. Nereye indiklerinden habersiz, rüzgâr nereye eserse oraya gitmeye hevesli yağmur taneleri, “Allah’ın dilediğince” boynu bükük toprağı sevindirir, güllerin al yanağına gözyaşı olur, sabahın ak göğsüne şebnem diye tutunur. “Allah’ın dilemesiyle” sert ve ağır taşlar, ince ve nazenin köklere yol olur; o latif güzellerin kalplerine dokunmasıyla yollarında toprak olur.
 İnşallah, Yusuf’un[as] kuyuya iten hainlerin tuzaklarının itildiği kuyudur. O’nun dilemesidir ki Yusuf’u kuyudan çıkardı, kuyuyu Yusuf yüzlülere sırdaş eyledi.
İnşallah, Yusuf’u[as] ucuza satan bezirgânları yok pahasına satan sırdır. O öyle istedi ki, kölelik ve kulluk Yusuf’la nice kralların erişemeyeceği şeref ve itibar bilindi. İnşallah, İbrahim’i[as] ateşe savuran ateş yüzlülerin kavrulduğu ateştir. O öyle diledi ki İbrahim’in teninde ateş güle çevrildi, alevin yanağından serinlik devşirildi.

Dudak ile tebessümü birbirine yapıştıran sırdır “İnşallah”...
Yüzün yüzüne düşen hüzünleri dağıtan dokunuştur “İnşallah”... İki kalb arasındaki soğuk mesafeleri eritip ısıtan ateştir “İnşallah”... Güneşin alevlerini gülün yanağına al al indiren serinliktir “İnşallah”....
Kelimelerin suskun hecelerinin koynuna anlamlar sunan hikmettir “İnşallah”... Sesleri söze bürüyerek birbirine bitiştiren, kaynaştıran mayadır “İnşallah”... Göğüslere nefesleri ele avuca gelmez, dokunulmaz, şeffaf bir genişlik olarak dokunduranın tenezzülüdür “İnşallah”.... *** “Elif”tir İnşallah... Varlığın alfabesinde dimdik duruştur. “Lâm”dır İnşallah... Yokluğun koynunda dupduru bir b/akıştır. “Mim”dir İnşallah... Hicranın solgun yanağına dosdoğru bir Muhammedî eğiliştir.

Senai Demirci

Bitkiler ve faydaları

Maydanoz - Bir tarafınızı bir yere çarptığınızda, derinin hemen altındaki kılcal damarlar çatlar ve deri altına kan yayılarak o bölgenin mor bir görüntü almasına neden olur. Maydanozun, morarma ve çürük izlerini geçirmede geleneksel bir şöhreti vardır. Buz ise şişlikleri indirmek için kullanılır. Bu ikisini birleştirdiniz mi, buzluğunuzda berelenme ve çürüklerin ilacı hazır demektir.

Bir avuç maydanoz ve dörtte bir bardak suyu, yarı erimiş kar görüntüsü alana kadar blendırda karıştırın. Sonra, buz kalıplarını yarısına kadar doldurun ve dondurun. İnce bir beze veya tülbente sardığınız maydanozlu buzu, berenin üzerinde gezdirin. Maydanozlu buz, küçük yanıklarda da işe yarar.

Nefes Kokusu İçin:

Nane Çayı - Naneye kendine özgü tadı ve kokuyu veren aromatik yağ, aslında nefes kokusuna neden olan mikropları öldüren güçlü bir antiseptiktir. İhtiyaç duyduğunuz her an, bir bardak nane çayı için.

Peklik İçin :

Akdiken Kabuğu(Cascara Sagrada) - Akdiken kabuğu, onlarca peklik tedavisi reçetesinde kullanılan, etkisi uzun yıllardır bilinen tanınmış bir muhsildir. Yatmadan önce yarım çay kaşığı alın. Ama düzenli olarak kullanmayın; bağırsağınız tembelliğe alışabilir.

Kepek İçin :

Kekik- Kekik suyunu kepeğe çare olarak kullanabilirsiniz. Tepeleme dolu 4 çorba kaşığı kuru kekiği, alüminyum olmayan bir demlik kullanarak 2 bardak suda 10 dakika boyunca kaynatın. Süzgeçten geçirin ve soğutun. Elde ettiğiniz kekik suyunu, yeni şampuanlayıp duruladığınız saçınıza yavaşça dökerken, yumuşak hareketlerle iyice ovalayıp kafa derinize ulaşmasını sağlayın. Saçınızda bir tabaka bırakmayacağı için durulamanıza gerek yok. Ama isterseniz durulayabilirsiniz de.

Biberiye- Bir fincan kaynar suya en az 2 çorba kaşığı kuru biberiye yaprağı atarak, kuvvetli bir biberiye çayı yapın. En az 20 dakika demledikten sonra, süzün ve soğutun. İsterseniz çaya birkaç damla biberiye yağı da damlatabilirsiniz. Bu çayı, saçınızı şampuanladıktan sonra durulama suyu olarak kullanın. Saçınızda bir tabaka bırakmayacağı için durulamanıza gerek yok. Ama isterseniz birkaç dakika sonra durulayabilirsiniz de.

İshal İçin:

Tarçın - Eğer ishal şiddetliyse, vücudunuz susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya demektir. Tarçın, diyareyi kısa sürede kesen, doğal bir ilaçtır. Kurutulup toz haline getirilmiş tarçın kabuğundan bir çorba kaşığı dolusunu bir bardak sıcak suya karıştırın. 10-15 dakika demlenmeye bırakın. Tarçını bu şekilde sadece kısa süreli olarak kullanın.

Ateş Düşürmek İçin:

Civanperçemi- Gözeneklerinizi açıp bol miktarda terleterek, ateşinizin düşmesine yardımcı olan uçucu yağlar içerir. Fincan başına 1 çorba kaşığı kullanarak civanperçemi çayı yapın ve 10 dakika boyunca kapalı bir kapta demlenmeye bırakın. Bu çaydan bir ya da iki fincan içince terlemeye başlarsınız. Terlemeye başlayınca yeteri kadar içmişsiniz demektir.

Mürver Çiçeği- Bu bitki, gözenekleri açıp terlemeye yol açması nedeniyle, yüksek ateş için birebirdir. Ayrıca mürver çiçeği özü, genellikle üşütme ve nezle nedenli yüksek ateşle birlikle görülen burun tıkanıklığını açmaya yardımcı olan bileşenler içerir. Kurutulmuş mürver çiçeğinden çay yapmak için, bir fincana koyduğunuz 2 çay kaşığı bitkinin üzerini kaynar suyla doldurun. Üstünü bir bezle kapatarak 15-20 dakika demlenmeye bırakın. İhtiyaca göre, günde üç fincan için.



Gaz İçin:

Rezene- Karın ağrısına yol açan fazla gazlardan kurtulmak için, yarım çay kaşığı rezene tohumu çiğneyin. Rezene, vücutta biriken gazın çözülmesine yardımcı olan bir gaz sökücüdür. Ayrıca, kas spazmlarını gevşeterek sindirim rahatsızlıklarını gidermekte de yardımcı olur.

Baş Ağrısı İçin:

Zencefil - Zencefil çayı, başınızda zonklayan damarları yatıştırır. Ayrıca, vücudun ağrı-algılayıcı kimyasallarının üretimini yavaşlatır ve dolaşımı kolaylaştırır. Çayı hazırlamak için, 1/3 çay kaşığı toz zencefili veya kıyılmış taze zencefili bir fincan sıcak suya karıştırın. Soğumaya bırakın, süzün ve ilk baş ağrısı belirtisinde için.

Akırkarha (feverfew) - Koyungözü de denilen bir çeşit kasımpatı olan bu bitki, yüksek ateş nedenli ağrıyı dindirmekte o kadar etkilidir ki, `baş ağrısı bitkisi` diye anıldığı bile olmuştur. Ağrıyı geçirmek veya gelecek bir ağrının önüne geçmek için, iki adet taze akırkarha yaprağı çiğneyin. Veya, 2 ila 3 çorba kaşığı kuru akırkarhayı bir fincan sıcak suya karıştırıp çayını da yapabilirsiniz. En az 10 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra süzün ve damak zevkinize göre tatlandırın. En iyi etki için, günde iki fincan taze demlenmiş akırkarha çayı için.

Yüksek Tansiyon İçin:

Sarımsak - İşte, dünyanın belki de en popüler şifalı bitkisi. Tabi, bu şöhreti boşuna değil. Sağlığa sayısız faydasının yanı sıra, sarımsak kandaki kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmek için de kullanılır. Bolca taze sarımsak yiyin veya günde bir ya da iki kez 320 miligram sarımsak özsuyu için.

Mide Ekşimesi İçin:

Zencefil Çayı - Zencefil bir spazm önleyicidir. Mide kaslarını rahatlatarak, mide asidinin yukarı çıkmasını önler. Ama önceden uyaralım, mideniz hassassa tadını çok keskin bulabilirsiniz. Mide ekşimenizi önlemek için, yemeklerden 20 dakika önce bir bardak zencefil çayı için. Zencefili hem kök hem toz halinde kullanabilirsiniz.

Papatya Çayı - Bu bitki, diyafram salgısını yatıştıran hafif bir sakinleştiricidir. Papatya çayı yapmak için, bir yemek kaşığı kurutulmuş papatya çiçeğini bir bardak suya koyup karıştırın. 15 dakika demlendirin, süzün ve her gün için. Bazı bitki uzmanları, demliğinizi ve bardağınızı buhar kaçmayacak şekilde kapatmanızı tavsiye eder. Buharda bulunan uçucu yağlar, papatyanın aktif bileşenlerindendir.

Adet Sancıları İçin:

Kara Alıç- Bu şifalı bitkinin, ağrıyı azaltan, aspirine benzer bir bileşimi vardır. Fincan başına 2 çay kaşığı kurutulmuş kara alıç ekleyerek bir çay yapın. 10 dakika kaynadıktan sonra soğutun, süzün ve günde en fazla üç çay fincanı için. Eğer şiddetli ağrılar çekiyorsanız, adet döneminizin birkaç gün öncesinden bu çayı içmeye başlamanız önerilir.

İdrar Yolları Enfeksiyonları İçin:

Maydanoz - Bu bitki mükemmel bir idrar söktürücüdür. Çay yapmak için, birkaç dal ezilmiş taze maydanozun veya bir çay kaşığı kuru maydanozun üzerine, bir bardak kaynar su dökün. 5-10 dakika demlenmesini bekleyin. Daha sonra süzün ve için. Enfeksiyon geçene kadar günde iki ya da üç kez bir bardak tüketin.

Boğaz Ağrısı İçin:

Kuşburnu - Bu bitki C Vitamini yüklüdür ve çay olarak içildiğinde hızla kana karışır. Alüminyum olmayan bir kaba iki çorba kaşığı kuşburnu koyun ve bir bardak su ekleyerek üzerini kapatın. 20-30 dakika kaynatın. Bir kahve filtresinden geçirip süzdürerek, taze sıkılmış limon suyu ekleyin ve balla tatlandırın.

Adaçayı ve okaliptüs - Bu bitkiler karıştırılarak çayı yapıldığında, yanmayı engelleyici ve antibakteriyel özellikleri sayesinde, boğaz ağrısını hem yatıştırıcı hem de tedavi edici etki sağlarlar. Yaklaşık 250 ml kaynar suya iki çay kaşığı adaçayı ve okaliptüs yaprağı atıp 20-30 dakika demlendirin. Soğuduktan sonra, gün içinde ihtiyaç duyduğunuzda gargara yapın.

Hafıza İçin:

Biberiye - Hafif konsantrasyon problemleri ve unutkanlık için biberiye yağı koklayabilirsiniz. Bir mendile birkaç damla biberiye yağı damlatıp koklayın. Cebinizde veya çantanızda taşıyıp, ara sıra koklayın. Bu bitkinin hafızayı ve konsantrasyonu iyileştirici ve geliştirici özelliği yüzyıllar öncesinden biliniyor.

Soğuk Algınlığı İçin:

Zencefil - Zencefil çayının içindeki virüs öldürücü maddeler enfeksiyonu önler, ağrıyı ve ateşi düşürür, öksürüğü bastırır. Hafif sakinleştirici özelliğiyle dinlenmenizi sağlar. Zencefil çayı yapmak için, 2.5 cm uzunluğundaki taze zencefil kökünü dilimleyin. Alüminyum olmayan bir kaba koyup iki bardak su ekleyin. Kabın ağzını sıkıca kapatıp 20 dakika kaynatın. İçine yarım limon suyu sıkıp, balla tatlandırın.

Yanıklar İçin :

Aynısafa Çiçeği ve Eşekkulağı - Küçük yanıklar iyileşmeye başladıklarında, aynısafa çiçeği ve eşekkulağı ile yapılmış bir merhem deride daha az iz kalmasını sağlayacaktır. Her iki şifalı bitki de derinin onarılmasında geleneksel olarak kullanılır.

Bunun, sadece küçük yanık ve haşlanmalar için bir tedavi olduğunu, kızarıklık, şişkinlik, sızıntı gibi belirtileri olan enfeksiyonlu yanıklarda kullanılmaması gerektiğini unutmayın. Eşekkulağı deri hücre yenilenmesini o kadar hızlandırır ki, yanık yüzeyini iyileştirerek enfeksiyonlu bölgenin altta kalmasına neden olabilir.

Pamukçuk İçin :

Greyfurt- Eğer ağzınızda pamukçuk varsa, greyfurt yemek bir işkence olabilir. Buna karşılık, greyfurt özütü harikalar yaratır. Bir aktarda bulabileceğiniz özütü, günde birkaç kez doğrudan pamukçuğun üzerine damlatın. Veya, bir bardak suya 5 damla damlatıp, günde üç kez ağzınızı bu karışımla çalkalayın.

Diş Ağrısı İçin :

Karanfil Yağı - Eğer dişiniz ağrıyorsa, yapmanız gereken şey bir dişçiye görünmektir. Ama bu arada çektiğiniz rahatsızlığı en aza indirmek için, ağrıyan dişinizi bir damla karanfil yağı ile ovalayın.

Kulak Ağrısı İçin:

Sarımsak - İyi bir bakteri savaşçısı olan sarımsak, aynı zamanda bağışıklık sistemine de yardımcı olur. Ağrıyan kulağınızı doğrudan 3 damla sarımsak yağı damlatın. Bunu günde üç veya dört kere, ağrı geçene kadar tekrarlayabilirsiniz. Ancak, aklınızda bulunsun, eğer kulak zarınızın yırtık olduğunu biliyor veya şüpheleniyorsanız, kulağınız için şifalı bitkilerle hazırlanmış hiçbir şey kullanmamalısınız.

Alerji İçin:

Göz Otu- Eğer alerjileriniz gözünüzün devamlı sulanmasına neden oluyorsa, göz otunu deneyin. Bitki uzmanlarına göre, bu şifalı bitki gözün arkasındaki oküler zarları kuvvetlendirerek, göz sulanmasını önlüyor. İhtiyacınız olduğunda, günde üç kere 1 ila 4 miligram göz otunu suda eritip için.

Romatizma Ağrısı İçin:

Aksöğüt Kabuğu - Aksöğüt, aspirinin orijinal kaynağı olmakla birlikte, mideyi o kadar rahatsız etmez. Bir fincan aksöğüt kabuğu çayı, ağrılı bir eklemi rahatlatmakta mucizeler yaratabilir. Çayı yapmak için, bir çay kaşığı aksöğüt kabuğunu kaynayan suya karıştırıp, üstü kapalı olarak 15 dakika bekletin. Kabuklarını süzüp, günde üç kere, bir fincan için.

Dulavratotu ve Karahindiba- Bitki uzmanları, karaciğer fonksiyonları uyarılıp safra akışı geliştirildiğinde, romatizma ağrılarının azaldığı görüşündeler. Dulavratotu ve karahindiba, işte tam da bu işleri yapıyorlar. Romatizma ağrısı yatıştırıcı bir çay yapmak için, birer çay kaşığı kurutulmuş dulavratotu kökü ve kurutulmuş karahindiba kökünü, 3 bardak suda 5 dakika boyunca kaynatın. Bu çayı gün boyunca, bir gelişme fark edinceye kadar her gün için. Ancak, tadı biraz acı gelebilir. İçine biraz bal katabilirsiniz.

Kasıkotu, romatizma ağrısına iyi gelen geleneksel bir ilaç olarak bilinir. Ağrıyı ve yanma hissini azaltmada etkili olan harika bir bitkidir. Ağrıyı dindirmek için ihtiyaç duyuldukça, günde üç kereye kadar, bir bardak suya 1-3 damla kasıkotu ruhu damlatılması tavsiye edilir.

Astım İçin:

Meyan Kökü- Meyan içeriğinde, astım krizini hafifletebilen çeşitli bileşenler vardır. Öksürük kesici bir meyan kökü çayı yapmak için, dilimlenmiş veya toz halde tepeleme bir çorba kaşığı dolusu meyan kökünü 10 dakika boyunca kaynatın. Süzüp, sıcak olarak için. Zaman kazanmak için 3 fincanlık kaynatıp daha sonra ısıtarak içebilirsiniz.

Uyarı: Meyan kökünü, özellikle yüksek tansiyonu olanların uzun süreli kullanması önerilmez. Uzun süreli kullanımlarda tansiyonu yükselttiği bilinmektedir.

Sırt Ağrısı İçin:

Öküzgözü- Dağ papatyası olarak da bilinen öküzgözünün, ağrı dindirici, antiseptik ve yanma giderici özellikleri vardır. Aktarda bulabileceğiniz öküzgözü yağını, ağrıyı gidermesi için sırtınıza sürebilirsiniz.

Kesik ve Çizikler İçin:

Aynısafa Çiçeği - Kadife Çiçeği olarak da bilinen bu sarı-turuncu çiçekli güzel bitki, iyileşmeyi kolaylaştıran doğal bir antiseptiktir. Çok derin olmayan, yüzeysel kesik ve çiziklerin tedavisinde, yarayı su ve sabunla temizledikden sonra, alkol-tabanlı olmayan aynısafa çiçeği özünden birkaç damlayı günde iki veya üç kez yaranın üzerine damlatın.

Bitkinlik İçin:

Cinseng (ginseng) - Enerji veren bitkilerin yıldızı cinsengdir. Bu Uzakdoğu bitkisinin Kore kökenli olanını da, Sibirya`da yetişenini de denemeye değer. Çayını yapmak için, bir fincan kaynar suya 1 çay kaşığı cinseng karıştırın. Yaklaşık 5 dakika demlenmeye bırakıp, süzgeçten geçirin ve için. Günde bir fincandan fazla içmeyin. Olumlu etkilerini gözlemlemek için bir ay veya daha fazla cinseng çayı içmeniz gerekebilir.

Düzensiz Regl İçin:

Tarçın - Tarçın kabuğu, aylık döngüyü düzenlemeye yardımcı olur. Çayını yapıp içebilir, ya da bir parça kabuk çiğneyebilirsiniz. Basit bir şekilde yemeklerinizin üzerine toz tarçın serpmek bile faydalı olur.

Siğil İçin:

Kayın kabuğu - Dünyanın her yerinde, yüzyıllardır siğil tedavisinde kullanılan bir şifalı bitki. Eğer taze kayın kabuğu bulabiliyorsanız, yaş olan iç kısmı aşağıya gelecek şekilde doğrudan siğilin üstüne yerleştirin. Taze kabuk bulamazsanız, bir-iki çay kaşığı toz haline getirilmiş kayın kabuğunu bir fincan kaynar suda 10 dakika demlendirip için ya da siğilin üzerine sürün.

Fesleğen- Bu bitki, siğillerin iyileşmesine yardımcı olan birçok anti-virüs bileşeni ihtiva eder. Tek yapacağınız, ezilmiş yaprakları siğilin üzerine koyup bir bandajla sarmak. Taze fesleğeni 5 ila 7 gün kullanabilirsiniz

Sedef Hastalığı İçin:

Keten tohumu yağı - Keten tohumu yağı, sedef hastalığı da dahil bazı deri rahatsızlıklarının tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Yiyeceklere veya içeceklere günde bir çorba kaşığı ekleyin.

Böcek Isırığı Ve Sokması İçin:

Nane - Hızlı bir şekilde rahatlamak için, böcek tarafından ısırılan yerin tam merkezine bir damla nane ruhu damlatın. Nane ruhu, lokal anestezik ve antiseptik özellikleri nedeniyle yıllardır geleneksel olarak kullanılmaktadır. Kaşınmayı ve ağrıyı azaltır, ısırılan bölgeyi ferahlatır. Uygulamadan sonra, gözünüze bulaşmaması için ellerinizi yıkayın.


Alıntı

Shakespeare der ki:

* Kendimi her zaman mutlu hissederim.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam.
Beklentiler daima yaralar.

* Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin.
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.
Sadece kendiniz için yaşayın ve,
- Konuşmadan önce dinleyin,
- Yazmadan önce düşünün,
- Harcamadan önce kazanın,
- Dua etmeden önce bağışlayın,
- İncitmeden önce hissedin,
- Nefret etmeden önce sevin,
- Vazgeçmeden önce çabalayın,
- Ölmeden önce yaşayın.

*Hayat budur.
Onu hissedin,
onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar...

Alıntı

26 Şubat 2011 Cumartesi

Anlatmakla anlatabilmek arasında fark vardır




aynı bakmakla görmek arasında fark olduğu gibi. İnsanlara bir şeyler anlatmanın yolu sihirli sözcüklerden geçer.

Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü, kör bir kadın dilencilik yapıyormuş.
...Dizlerinin dibine bir tabela koymuş. Üzerinde "DOĞUŞTAN KÖR" yazılıymış. Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş. Bir REKLAMCI bunu görmüş.
Tabelayı almış arkasına bir şeyler yazmış, olduğu yere tekrar bırakmış. Ne olduysa olmuş..... Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, başlamış dilencinin önündeki şapkaya, habire para atmaya.... Bir cümle yetmiş onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede ağzına kadar parayla dolup taşmasına...
Reklamcı şöyle bir yazı yazmış:

“GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ... AMA BEN BAHARI GÖRMÜYORUM...”

Bakış Açısını Değiştirmek

Kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç tel saç görmüş.

" Hım,... demiş galiba bugü...n saçımı örgü yapacağım. "

Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş.



Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, kafasında iki tel saç kalmış.

" Hım. " demiş, " bugün saçımı ikiye ayıracağım."

Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş.



Bir ertesi gün yine kalkmış, aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.

" Tamam, tamam. “ demiş. “ artık bugün atkuyruğu yaparım."

Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş.



Daha bir ertesi gün aynaya baktığında, kafasında bir tek tel bile kalmamış.

" Wow! " diye bağırmış. " Bugün saç derdim yok. "



Bakış açısı her şeydir. Gerektiğinden kibar ol. Tanıdığın herkes kendi savaşını yaşamakta zaten.

Basit yaşa: Cömertçe sev, yürekten düşün sevdiklerini.
Bir çok insan endişe duymayı kendine meslek edinir. Hatta endişe düşüncelerini kahramanca savunur. Eğer endişe etmezse ,kötü bir şeyin olmasını engellemek için elinden geleni, görevini yapmadığına inanır.Endişe düşünceleri ona göre sevginin kanıtıdır.
Bu tür insanlar , düşünce ve duyguların kendi kontrollerinde olma...dığına inanır.
Bu düşünceler bu duygular onların başına gelen bir şeydir. Endişe etmemem mümkün değil ki derler.
Aynı insanlar pozitif düşünceyi “pollanyacılık ” diye aşağıyalarak değersiz kılmaya çalışır Onlara göre pozitif düşünmek zaman ziyanlığı ve boş şeylerdir. Düşüncelerin bir durumun sonucunu etkileyeceğini kabul etmezler.
Negatif düşünmek sanki onları olası en kötü senaryoya hazırlıklı kılacaktır.
Endişe düşünceleri öğrenilmiş davranışa dayanan zihin aktivesidir. Bu insanların ailesinde muhakkak bir endişe kumkuması vardır.
Duygular düşünceleri takip eder.
Eğer pozitif düşünürseniz kendinizi umutlu ve canlı hissedersiniz. İstediğiniz doğrultuda adım atma gücünü bulursunuz.
Çünkü pozitif düşünce , düşünce sürecinizi sakinleştirerek yeni fikirlere açık olmanızı ve olanakları görmenizi sağlar.
Endişe stresi artırır enerji akışını keserek harekete geçmenizi engeller. Seçimlerinizi görmenizi engelleyerek, sorunlarınızın çözümlerini bulmanızın önünü tıkar.
Pozitif düşüncenin yarattığı haz hayatınızın her boyutunu iyileştirir. Bedeninizin bağışık lık sistemini güçlendirir..
Bir hayalin gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: Başarısızlığa uğrama korkusu.


Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir. Artık çıkış yolu kalmadığını sandığın bir durumda umutsuzluğun zirveye vardığında , rüzgar hızıyla her şey değişir, alt üst olur ve bir andan... ötekine geçerken kendini yeni bir yaşantının içinde bulursun.
Hissetmeyi öğrenin , hayatın size dokunduğunu göreceksiniz...

Günün Menüsü
Malzemeler:
Bir ölçü ”Günaydın”
İki ölçek ”iyi geceler”
Bir tutam ”Anlayış”
...Normal ölçüde ”Nezaket”
Bir tatlı kaşığı ”Tolerans”

Hazırlanışı:
Malzemeyi iç dünyanızdan alın
Yıkamaya gerek yok tertemizdir.
Gönül teknenizde yavaşça karıştırın
Kokusu her yanınıza sinince
İçine duygu şerbeti ekleyip karıştırın
Karışımı hayat tabağının üzerine yavaşça boşaltın
Üzerini sevgi marmelatı ile süsleyin

23 Şubat 2011 Çarşamba

Yalnız sadaka vermekle kalmayın, merhamet de ediniz...
Istırapları dindiren paradan çok, şefkattir.

Sordum Hayat Nedir? Dediler ki;

Sordum Hayat Nedir? Dediler ki;
> Hayat mutlu yaşamaktır
> Ölüme hazır olmaktır
> Hayat değer vermektir
> Dost kıymetin bilmektir
> Hayat su gibi akmaktır
> Ve denize kavuşmaktır
> Hayat bir limandır
> Kısa bir zamandır
> Hayat yaşamayı bilmektir
> Şehadet ederek ölmektir
> Hayat bir içim sudur
> Yaşama tutkusudur
> Hayat ertelemedir
> Bilinmez neye gebedir
> Hayat bir tutkudur
> Allah'ın lutfudur
> Hayat aşık olmaktır
> Bir yere tutunmaktır
> Hayat hep merak etmektir
> Merakını gidermektir
> Hayat hazırlanmaktır
> Birazcık zorlanmaktır
> Hayat nefes alıp vermektir
> Ölürken günahsız ölmektir
> Hayat bilmediğini bilmektir
> Ve öğrenmeye devam etmektir
> Hayat elinle kalem tutmaktır
> Hakkıyla talebe okutmaktır
> Hayat bir misyon yüklenmektir
> Sabırsızlıkla beklenmektir
> Hayat ölümü bilmektir
> Ölüme gülümsemektir
> Hayat dimdik durmaktır
> Haktan yana olmaktır
> Hayat bir süre yaya yürümektir
> Yaşlanıp ayağını sürümektir
> Hayat herkese selam vermektir
> Tüm insanlara gülümsemektir
> Hayat günahlara dalmaktır
> Sonra dönüp pişman olmaktır
> Hayat yaşarken uyumaktır
> Ancak ölümle uyanmaktır
> Hayat bir gaflete dalmaktır
> Kendinden intikam almaktır
> Hayat candır canandır
> Allah'a kul olmandır
> Hayat yaşamaktır
> Hep canlı olmaktır
> Hayat kısa bir çizgidir
> Ya da yanık bir ezgidir
> Hayat insanları sevmektir
> Güzel yaşamak ve ölmektir
> Hayatın manevi bir yönü vardır
> Hayat ölümle son bulmayacaktır
> Hayat yokuşa tırmanmaktır
> Her şeyi hak edip almaktır
> Hayat bir alış veriştir
> Belki karlı bir iştir
> Hayat belki her şeydir
> Belki de hiçbir şeydir
> Hayat zorlu bir imtihandır
> Ölüm zilin çaldığı andır
> Hayat sorumluluktur
> Sonsuz bir mutluluktur
> Hayat yemek içmektir
> Nefsani bir istektir
> Hayat yaşamaktır
> Yaşamak sanattır
> Hayat bence paradır
> Parasız hayat çok zordur
> Hayat sağlıktır, sevgi, saygıdır
> Yarına duyulan derin kaygıdır
> Hayat hoşgörüdür ve özgürlüktür
> Hayattan ders almamak bir körlüktür
> Hayat kimine göre kafayı çekmektir
> Sarhoş olup demlenip kendinden geçmektir
> Tiryakiye sorarsan derin bir nefes almaktır
> Çıkan acı dumanda keyifle boğulmaktır
> Hayat yerle gök arasında sıkışıp kalmaktır
> Geçmişten ders alıp, geleceğe uzanmaktır
> Hayat her gün dikleşen merdiveni çıkmaktır
> Her gün doğan yeni güne umutla bakmaktır
> Hayat bize verilen sınırlı bir zamandır
> Aslında bizim için çetin bir imtihandır
> Hayat mezardan sonrasını görmektir
> O günler için BONUS biriktirmektir

Alıntı

19 Şubat 2011 Cumartesi

16 Şubat 2011 Çarşamba

Sevgi Şifadır. Sevgi Güçtür.

Sevgi Şifadır. Sevgi Güçtür.
Sevgi değişimin sihridir.
"Sevgi Evrensel akıştır.
“ İnsan, RABB’ımızın sırrının sırrıdır.
İnsan İlahi Güzelliğin aynasıdır.

HZ MEVLANA

13 Şubat 2011 Pazar

Huzur İstiyorsan Saymayı Bırak


Huzur İstiyorsan Vazgeçeceksin...
Saymayı Bırak...!

"Nereden başlayabiliriz?” diye sordu. Ne için?
“Huzura doğru ilerlemek için” dedi.
Haydaa! Nereden çıktı bu şimdi?
“Kaçmak yok! Öyle insana dair haller üzerine yazıp dur… Sonra karşılıklı konuşmaya gelince başından savuştur olmaz” dedi gayet net bir tavırla.
Kaç yıllık arkadaşım nihayetinde…
Köşeye sıkıştım, kala kaldım.
Yüzüne baktım.
Belki spiritüel bir açıklama veya iç açıcı bir derviş sözü söylememi bekliyordu.
Belki beni kendimle hesaplaşmaya itmek istiyordu.
Belki Ege yollarına düştüğüm zaman yaşadığım ruh dinginliğini kastediyordu.
40′lı yaşların başındaki arkadaşıma bunları sormadım.
Birdenbire “saymayı bırak” dedim.
Hayatı listelemeyi, sayıları bırak!
Boşluk doldurmayı, bırak!

Çoğumuz hayata muhasebe defteri tutar gibi bakarız.
Bu yanda kazanç, öte yanda zarar…
Burada yükümlülükler, şurada özgürlükler…
Ve para sayar gibi her şeyi sayarız!
“Şu kadar sevincimiz var, kazançtayım!
Hayır, hayır! Bak acılar, kederler, üzüntüler daha çok, yani hep zarardayım!”
Uzayıp gider listeler…
“Beni sevenler şu tarafa, nefret edenler bu tarafa!”
“Hayal kırıklıklarım şu tarafa, gerçekleşmiş hayaller bu tarafa!”
Ama saydıkça, azalır hayat!
Çünkü bu öyle bir bakıştır ki…
Dur durak bilmez!
Boşluktan, belirsizlikten tiksinir!
O zaman da ne iç barış kalır insanda ne de dış barış!
Popüler kültür günümüz insanından sıkı bir mükemmeliyetçi gibi davranmasını istiyor ve takıntılı kişilik özelliklerini kışkırtıyor.
Oysa böyle kişilikler için değil huzur, tam tatmin bile yoktur.
Hep bir şeyler eksik kalır, son kertede hep zarardadır.
O, sürekli kaldırımdaki taşları sayan bir çocuk gibidir.
Ama çocuk bunu yaparken eğlenir, o ise hırs yapar, sayılara tutulur, sayılar tarafından tutuklanır!

Sıkı bir mükemmeliyetçi ve takıntılı kişiliği; tanınmış Avusturyalı besteci Anton Bruckner‘i hatırladım şimdi…
Çok meşhurdur; Bruckner bir gün Viyana’dan kalkan bir trene biner. Tren henüz dururken demiryolunun kenarındaki bir evin pencerelerini saymaya başlar.
Tren hareket etmeye başladığında doğru saydığından kuşkuya kapılır birden. İlk istasyonda inip bütün yolu yürüyerek geri döner ve evin pencerelerini baştan sayar, rahatlar.
Bruckner başarılı bir bestecidir ama anılarında da ortaya çıkar ki, huzurla hiç tanışamamıştır.
O halde…
Kabul etmemiz gerekir ki…
Huzur, güvenlik ve rahatlama değildir.
Huzur, feragatle gelir.
Bunun için bazen mutluluk arayışı ndan vazgeçmeniz gerekir; bazen başarıdan…
Sayarak, hesaplayarak, listeleyerek, biriktirerek huzurun bulunduğuna hiçbir geleneksel söylemde rastlanmamıştır.

Haşmet Babaoğlu

’Hayat benden ne istiyorsun?’’dedim usulca


Bütün odayı beyaz bir ışık kaplamıştı ve Hayat yanıtladı.

"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil.
Alıntı

Ey yeri göğü kudret eliyle ayakta tutan ALLAHIM



Bu yazıyı okuyan kulunu karanlıkta bırakma, dert verme, derman aratma, derdine derman ol, ona, gizli ve açıktan düşmanlık edenleri yanından uzaklaştır..
ALLAH'ım rahman sıfatının hakkı için onu hak yolundan ayırma, ayağını kaydırma, kalbini bulandırma, gönlünü hoş eyle, yüzünü ak eyle, cennet'ül bakide habibine komşu eyle...(AMİN)



Dolu dolu yaşa hayatı, dilini keşkeler sarmasın. Ve öyle birini sev ki; gündüz güneşe, gece yıldıza ihtiyaç kalmasın...''
Can Yücel 

Sabahları uyandığınızda hayatı bir gülümsemeyle selamlayın



Sabahları uyandığınızda hayatı bir gülümsemeyle selamlayın ve yüksek sesle şöyle deyin: 
Bugün insanlarda ve hayatta iyi olan herşeyi görmeye niyet ediyorum.

En iyisi sessizliktir.




                                                        Bir söz senin içine işlediği zaman, zihninde farklı bir iklime, farklı bir yaklaşıma, farklı bir vizyona neden olur. Aynı şeye başka bir isimle hitap et, ve göreceksin: Bir şey hemen değişir.

Duygusal kelimeler var ve zihinsel kelimeler var. Zihinsel kelimeleri gitgide bırak. Daha ve daha da çok duygusal kelimeleri kullan. Politik kelimeler var ve dinî kelimeler var. Politik kelimeleri bırak.

Hemen çatışma yaratan sözler var. Sen onları söylediğin an, münakaşa olur. Öyleyse asla mantıksal, tartışmacı dili kullanma. Sevginin, şefkatin, aşkın dilini kullan; böylece münakaşa olmaz.

Eğer kişi bu yönde farkında olmaya başlarsa, olağanüstü bir değişimin meydana geldiğine tanık olur. Eğer kişi yaşamda biraz dikkatli olursa, birçok ıstırap önlenebilir. Bilinçsizce kullanılan tek bir kelime uzun bir mutsuzluk zinciri yaratabilir.

Ufacık bir değişim, sadece çok küçük bir dönüş ve o, birçok fark yaratır. Kişi çok dikkatli olmalı ve mutlaka gerekli olduğu zaman kelimeleri kullanmalıdır. Bulaşık kelimelerden kaçın. Taze, tartışmaya yol açmayan, tartışmacı değil ama doğrudan senin duygularının ifadesi olan kelimeleri kullan.

kişi bir kelime uzmanına dönüşebilirse, kişinin bütün hayatı tümüyle farklı olacaktır. Eğer ki bir söz ıstırap, kızgınlık, çatışma, ya da tartışmaya neden oluyorsa, bırak onu. Onu taşımanın ne anlamı var? Onu daha iyi bir şeyle değiştir.

En iyisi sessizliktir.

OSHO

~ RUH ~









                                               Ruh, ‘her şey’ ile ‘hiç bir şey’i bilendir.
                                               Kişi, ‘her şey’ ile ‘hiç bir şey’ arasında
                                                         Gidip gelendir.
                                                 Ne istediğini bilmeyen
                                                 ‘her şey’i deneyendir.
                                                ve her deneyim sonunda 
                                              ‘hiç bir şey’i hissedendir.