Translate

28 Mart 2011 Pazartesi

Karşı Kıyıya Geçmek

Karşı kıyıya geçmek için nehirin durulmasını beklerseniz, nehir durulduğunda kayık orada olmayabilir. Bu sefer kayığın gelmesini beklersiniz. Kayık geldiğinde kürekler orada olmayabilir, yine sbekleyecek bir şeyiniz vardır, küreğin gelmesini beklersiniz. Olmaz ya, hani olurda bütün engeller kalkıp, şartlar tamamen olgunlaşırsa birgün, yinede bir şey yapamazsınız artık. Çünkü o kadar çok beklemeye alışmışsınızdır ki bu seferde karşıya geçecek gücü bulamazsınız kendinizde. Zaten geçseniz de bir anlamı olmaz. Bir şey başarmış, bir zafer kazanmış sayılmazsınız. Hiç bir engel yokken karşıya geçmek, bir aktiviteden başka anlam taşımaz. Niyetiniz aktivite yapmaksa bunu yerinizde zıplayarakta yapabilirsiniz. Yok ben ''kendi zaferimi kazanıp yaşam standartımı yükseltmek istiyorum'' diyorsanız, o zaman o nehire şimdi atlamalısınız. Hiç beklemeden şimdi. Sihir ' şimdi ' dedir. Ne geçmişte nede gelecekte.

İçinizden birkaç kere ŞİMDİ, ŞİMDİ diye tekrar edip bağırın. İç sesinizi duyun. Ne hissettiniz ? Tedirgin olup, bir adım geri çekilmek mi istediniz ? Yoksa heycanlanıp, ileri doğru bir hamle mi yapmak istediniz ? Eğer tedirgin olduysanız nehir kenarlarında daha çok bekleyeceksiniz demektir. Heycanlandıysanız, aklınızdan şimdi yapılacak bir kaç şey geçmiştir bile. Belki can yeleğinizi taktınız, belkide ayaklarınızı suya soktunuz. Devam edin arkası gelecektir, nehrin karşısına geçip zafer kazanacaksınız, kulvar atlayıp yaşam standartınızı bir üst seviyeye taşıyacaksınız

Şimdi de nehirin kıyısında engellere takılıp harekete geçemeyenler için küçük bir sorgulama yapalım.
Engele takılmak , onu mazeret olarak görmek kişiye ne sağlar ?
Ertelemeyi sağlar
Ertelemek o kişiye ne sağlar ?
Eylemsizlik
Eylemsizlik ne sağlar ?
Mevcut durumu korumayı
Mevcut durumu korumak ne sağlar ?
Kişiye bildiği,tanıdığı ortamda kalmayı
Ama memnun değisiniz, mutsuzsunuz , aslında daha iyi bir yere gitmek , karşı tarafa geçmek istiyorsunuz.
Ama yolda engeller var !
Ve kısır döngü böylece başlar. İşte pek çok kişi için yaşam bu şekilde kendini tekrarlayarak sürüp gider.

Peki nasıl kırılacak bu kısır döngü ? Tabiki ' şimdi' nin sihirini başlatarak. Hiç bir şeyin değişmesini beklemeden suya atlayarak. Elimizde ne varsa onları en iyi şekilde kullanarak. Kayık yoksa yüzerek, kürek yoksa kollarımızı kullanarak, ya da bir köprü yaparak geçeceğiz karşıya. Şimdi yapmamak, ertelemek değil engele teslim olmaktır. Teslim olmak eylemsiz kalmaktır. Eylemsiz kalmakta mevcut durumu korumaktır, mevcut durumu korumakta mücadele etmemek, risk almamaktır. Bütün bu zincirleme reaksiyonu bozacak tek şey şimdi başlamaktır. Küçükte olsa bir adım atarak başlamaktır.
Siz neyi engel görüyorsunuz şimdi karşı kıyıya geçmemek için ?...
Engeller aşılmak içindir ve şimdide aşılır. Kişinin önünde duran en büyük engel kendisidir, bugün kendinize bir iyilik yapın ve şimdi çekilin kendi önünüzden. Yolunuz açık olsun, zaferiniz kutlu osun...
Sevgiyle kalın...

Arzu Bıyıklıoğlu
Life Coach and NLP Master Practitioner

27 Mart 2011 Pazar

MUTSUZ OLMAMAK İÇİN 50 ÖNERİ

Yaşamın hiç bir anında Allah'ı unutmayın.

Özellikle eşinize ve

çocuklarınıza davranışta hep Allah'ı hatırlayın





1- Sürekli eşinize karşı olumlu düşünceler içinde olun ve unutmayın ki, o Allah’ın size vermiş olduğu bir emanettir ve bu emaneti iyi koruyun.



2- Eşinize iyi davranın, ona saygı gösterin ve sevginizi göstermekten çekinmeyin.



3- Birbirinize ve sizin eşinize karşı yapmanız gereken vazifelerinizi iyice öğrenin ve bunları en güzel şekilde uygulamaya çalışın.



4- Eşler, aileyi sevgi ortamına dönüştürmelidirler. Evinizde her zaman sevgi hâkim olsun.



5- Çocukların karakterleri ailede şekillenmektedir ve kazandıkları karakter sayesinde gelecek yaşamlarının mutlulukları oluşmaktadır. Bu yüzden onları doğru eğitin, çocuklarınızla olan ilişkilerinizi samimiyetle güçlendirin.



6- Sizin için en değerli insan eşiniz olmalıdır, herkesten çok ona değer verin.



7- Eşinizi potansiyel olarak üstün özelliklere sahip olacak ve kendisini geliştire bilecek birisi olarak görün.



8- Evliliğin felsefesinden biride, eşlerin insani kemaller yolunda birbirlerinin yardımcısı olmasıdır. Eşinizin kendisini geliştirmesini gönülden isteyerek, çaba harcayın. Bunun için gereken her şeyi hazırlayıp, yapmaya çalışın. Böylelikle aile yuvanız monotonluktan kurtulup, sürekli yeniliklerle canlı kalacaktır.



9- Siz ona sevgi gösterin ve onunda size sevgi göstermesini sağlayın. Sevginizi karşılıklı olarak kalben, sözlü ve pratrikte gösterin.



10- Sevginizi göstermek sadece dilde kalmasın, bunu uygulamaya dökün. Örneğin doğum gününde, evlilik yıldönümünde mutlaka bir hediye alın, ara sıra elinizde bir demet çiçekle eve gelin.



11- Eşinizin güzel yönlerini tespit edin, bunları görmezden gelmeyin, yeri geldiğinde onun bu güzel yönlerini kendisine söyleyin. Onun olumlu özelliklerinden sürekli överek bahsedin, bu şekilde birbirinize karşı sevginizi çoğaltın ve yuvanızı sıcak tutun.



12- Eşinizle uyuştuğunuz ortak düşünce ve ruhi özelliklere önem verin, ikinizde de güzel düşünce ve hal hareketlerin gelişmesini sağlayın. Birlikte kendinizi geliştirmek, güzel ahlaki sıfatları kazanıp ve kötü sıfatları da uzaklaştırmaya gayret edin.



13- Her zaman eşinizle uyum içerisinde olmaya çalışın, anlaşmazlıklara düşmekten uzak durun. Bunun yolu da “iyi duymak ve iyi dinlemekten” geçer, kafanızdaki önyargıları bir kenara bırakarak, önce düşüncelerini açıklamasına izin verin.



14- Eşinizin çok özel birisi olduğuna inanmalısınız. O sayısız güzel ve olumlu yönlere sahiptir, bunları görün ve her gördüğünüzde, ondaki gelişmeleri her fark ettiğinizde onu methedin.



15- Onun nasıl düşündüğünü, nelerden hoşlanıp, neleri sevmediğini ve isteklerinin ne olduğunu öğrenmeye çalışın. Daha sonra onun güzel ve mantıklı isteklerini karşılamaya çalışın. Onun isteklerini hemen önceden fark edin ve size demesine gerek kalmadan yapmış olun.



16- Bir birinize karşı saygı ve ihtiram sınırlarını koruyun, yersiz tartışmalarla aranızdaki perdeyi yırtmayın. Bir sorun olduğu zaman konuşarak halletmeye çalışın, önerinizi ona söyleyin, yine tartışmaya devam ettiği zaman susmayı tercih edin.



17- Her sözünüzün, kullandığınız her kelimenin karşı tarafın psikolojisinde olumlu veyahut olumsuz çok büyük etki bıraktığını unutmayın. Her zaman sevgi dolu, samimice, yumuşak bir şekilde konuşmaya çalışın. Tatlı dilli olmak ve saygı göstermekle her şeyin üstesinden gelinecektir. Kesinlikle hakaret edici, kötü kelimeler ve aşağılayıcı bir şekilde konuşmayın.



18- Eşinize karşı her zaman gerçekçi olun. Hiçbir zaman ona yalan söylemeyin. Birçok ailenin mutlu olmaları ve birbirleriyle anlaşmalarının nedeni sadakatlerinde gizlidir.



19- Evin idaresine önem verin ve alacağınız kararlarda birlikteliği koruyun. Evdekilerin her birinin görevi belli olsun.



20- Hiçbir zaman herkesi ilgilendiren kararları tek başınıza vermeyin, eşinizin ve çocuklarınızın da görüşlerine başvurun.



21- Evliliğin kalıncılığı, devamı ve sıcak mutluluğu için bazen kendi isteklerinizden vazgeçin. Ailenizin mutluluğu için fedakârlıktan çekinmeyin.



22- Asla inatçı olmayın, eşinizle yarışmak yerine; aynı düşünmeye, samimiyetle, arkadaş gibi davranmaya çalışın. İnanın çoğu zaman ailevi sorunların en büyük nedeni eşinize karşı inat yapmanızdır, eşlerin birbirine karşı inatla hareket etmesi birçok sorunu da peşi sıra getirecektir. Onu olduğu gibi kabul edin.



23- Eşiniz üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışmayın, mutedil olun ve aşırıya gitmeyin.



24- Dünya da hiçbir iki insanın aynı olmadığını kabul edin, her insan diğerinden farklıdır. Eşinizle her hususta uyuşacağınız fikrini aklınızdan çıkarın, onun düşüncesi, anlama kabiliyeti ve beğendiği şeyler sizinkinden çok farklı olabilir. Aynı olmayı yavaş yavaş oluşturmaya çalışın, aranızdaki farklılıklar bir birinizi tamamlayıcı olabilir.



25- Kesinlikle kendinizi eşinizden üstün görmeyin, unutmayın ki o sizin hayat arkadaşınıdır. Eğitiminiz, kariyeriniz, maddi imkânınız ve ailevi konumunuz daha da sizin, tevazu ve alçakgönüllülüğünüzü çoğaltmalıdır. Özelliklede eğitim yönünden ilerlemenizde ve maddi yönden gelişmenizde eşinizin katkısı çoksa.



26- Evlilikte her şeyin ortaklaşa olduğunu kabul edin, işleri ve kararları tek başınıza yapmayın, eşiniz ve çocuklarınızdan da yardım alın. Kadın ve erkek evlenerek ortak bir yaşam kurmalarıyla en önemli hayat sermayeleri olan kalplerini, ruhlarını, duygularını, isteklerini, maddi ve manevi tüm imkânlarını ortaya koymuşlardır, birbirlerini kabul ederek, onaylayarak, birbirlerine destek olarak ortaklığın en güzel örneğini oluştura bilirler. İyi bir müdür, beraber çalıştıklarının potansiyel güçlerinden en güzel şekilde faydalananlardır, sizde eşinizin ve çocuklarınızın yeteneklerinden hem yararlanın ve hem de gelişmesi için ortam hazırlayın.



27- Eşinizin iş hayatını, kariyerini, ekonomik durumunu, psikolojik, fiziksel ve yaşsal durumunu iyice tanıyın. Onu her yönüyle tanıdıktan sonra evde ve dışarıda yardımcısı olun. Hastalandığında, hamile olduğu zamanlarda, doğum sonrasında yahut yolculuğa çıktı zaman hemen onun yardımına koşun ve yaşamın zorluklarını beraberce paylaşarak mutluluğa ulaşın.



28- Hiçbir zaman ev işlerini önemsiz,basit ve dışarı işlerini çok zor olarak kabul etmeyin. Eşinizin evde yapmış olduğu işlerin sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu ona anlatın. Siz onun işlerini takdir ettikçe, o daha çok severek yapacaktır, böylelikle aranızdaki sevgi bağıda çoğalacaktır.



29- Tabi ki öncelikle ev işlerinde eşinize yardım etmeniz gerekir, ama eğer çok yorgunsanız veya başka nedenlerden dolayı ona yardım edemiyorsanız, hiç olmazsa yardım etmek istediğinizi belli edin. Sizin her işte onunla beraber olduğunuzu inandırmalısınız.



30- Ev idaresinde, “evin reisi erkektir” veya “ evde kadının sözü geçer” gibi yanlış düşüncelere kapılmayın, evde her zaman “haklılık hâkimdir” diye düşünün. İmam Bakır’ın (a.s) buyurmuş olduğu:

“Sizin zararınıza dahi olsa her zaman hakkı söyleyin.”



Hadisine inanın, evliliğiniz de bunu uygulamayan çalışın. Doğru olanı, hak olanı,ister kadın söylesin ister erkek diğerinin kabul etmesi gerekir.



31- Kulaktan duyma sözlere hemen inanmayın, bir konu veya birisi hakkında söylenenlere hemen inanmak yerine gerçekçi yollardan iyice araştırdıktan sonra kararınızı verin. Bu sizin her konuda doğru, bağımsız ve mantıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır.



32- Hayattan daha çok keyif almak için, her zaman güler yüzlü, iyi ahlaklı ve sevecen olmaya çalışın. Hiçbir zaman suratı asık ve morali bozuk bir şekilde olmayın. Kendiniz hep neşeli olun ve eşinizi de neşeli kılmaya çalışın. Olumsuz düşüncelerin ailenize hâkim olmasına izin vermeyin, menfi düşünmek tüm mutluluğunuzu elinizden alacaktır.



33- Geçmiş sıkıntı ve üzücü olayları aklınıza getirmeyin ve sürekli bunu eşinizle paylaşmayın. Şimdiki anınızı en güzel şekilde yaşamaya çalışın ve geleceğe dair ümitsizliğe kapılmayın.



34- Akıllı insan başkalarının tecrübelerinden faydalanandır. Sizde başkalarının güzel veya kötü tecrübelerinden yararlanın, onların düşmüş olduğu hataları tekrarlamayın ve başarılı, mutlu ailelerden elinizden geldiği kadar yararlanın.



35- Hiçbir zaman aşırı beklenti içerisinde olmayın, özellikle eşinizle ilgili beklentilerde onun imkânını ve konumunu göz önünde bulundurun. Yersiz ve aşırı beklentiler sizi içinden çıkılmaz ailevi sorunlara sürükleyecektir. Hiçbir zaman başkalarını kendinize örnek almayın, onların sahip olduklarına ulaşma arzusu içinde olmayın, gösteriş meraklısı olmak, eşinizle aranızda birçok sorun çıkaracaktır. İstekleriniz hususunda öncelikle eşinizin durumunu göz önünde bulundurun ve sonra gerekli olanları isteyin.



36- Normal ve sağlıklı bir evlilik için bazen göz yummayı, bazen de affetmeyi öğrenmeniz gerekir. Eşlerin birbirlerinin küçük hatalarını görmezden gelmesi, özür dilendiğinde hemen kabul etmesi,hoşa gitmeyen tavır ve davranışları anlayışla karşılaması evliliği daha sağlam temeller üzere oturtacaktır. Eşler ancak bu şekilde bir birlerini sevebilir ve evlilikte mutluluğu yakalayabilir.



37- Herkes hatalıdır, herkesin bir takım yanlışları olabilir, siz hataları görmezden gelen,kusurları örten olmalısınız. Kılı kırk yarmak ve hep akla geldikçe kusurları yüze vurmak, daha çok nefreti peşi sıra getirecektir.



38- Eğer eşinizin bir yanlışını onu düzeltmek için söylemeniz gerekiyorsa, öncelikle onun iyi yönlerini anlatmakla başlayın, daha sonra eleştirmeye başlayın.



39- Bir birbirinize karşı hep güvene bilmek için, evinizin sırlarını dışarı taşımayın. Evde olup bitenleri başkasına açmak,eşinizin size karşı olan güvenini sarsacaktır.



40- İsteklerinizin karşılanması için asla emrederek konuşmayın.



41- Değişik kitaplar okuyarak, ilmi toplantılara katılarak, başarılı insanların bilgilerinden yararlanarak kendinizin,eşinizin ve çocuklarınızın kültürünü geliştirmeye çalışın. Hayatın tüm zorluklarıyla başa çıkabilmek için ailenin tüm fertlerine öz güveni aşılamaya çalışın.



42- Eşinizle konuşurken tamamen sakin ve soğukkanlı olun, sinirlenmemeye çalışın, sinirlenmeye başladığınızı fark eder etmez konuşmayı hemen bırakın.



43- Sinirlendiğinizde Hz. Ali’nin (a.s) şu sözünü hatırlayın: “ Sinirlendiğin zaman cezalandırma, emretme, karar verme.”



44- Dışarıda ve işteki sorunlarınızı eve taşıyarak, evin huzur ve mutluluğunu yok etmeyin. Eve girerken tüm sıkıntılarınızı kapının dışında bırakın ve güler yüzle ailenizle buluşun.



45- Kendinizden ve ailenizden olumsuz düşünceleri uzaklaştırmaya çalışın. Sürekli gelecek kaygısı içerisinde olmak sizi boşu boşuna üzecek ve olan mutluluğunuzu da elinizden alacaktır.



46- Her gün sizin için en önemli işlerden bir de; eşinizle beraber oturmak, konuşmak, görüş alışverişinde bulunmak olmalıdır. İşlerinizin çokluğu, akrabalar, çocuklar ve diğer meşguliyetler sizi eşinizden uzaklaştırmasın.



47- En büyük hayat felsefeniz olumlu düşünmek olmalıdır. Olumlu düşünün ve en zor şartlarda bile yaşamın güzel yönlerini görün.



48- Hz. Ali (a.s) şehit olurken, son olarak şöyle vasiyet etti: “Hepinize programlı olmayı ve takvalı olmayı vasiyet ediyorum.” Her gününüz için belirlenmiş programınız olur ve onu uygularsanız birçok sorununuzda hallolacaktır, ayrıca bu şekilde ömrünüzden daha çok faydalanacaksınızdır.



49- Bir birinize ilgi gösterin, sevdiğinizi hissettirin ve evliliğinize sevginin hâkim olmasını sağlayın.



50- Yaşamın hiçbir anında Allah’ı unutmayın, özellikle eşinize ve çocuklarınıza davranışta hep Allah’ı hatırlayın. İnsan sadece Allah’ı andıkça, onun emirlerini uyguladıkça mutlu olabilir, aksi takdirde sorun ve mutsuzluk insanın yakasını asla bırakmaz.



“Kalpler sadece ve sadece Allah’ı anmakla huzur bulacaktır.”



ÇEVİRİ : ZEHRANET



Dr : Yusuf Kerimi

14 Mart 2011 Pazartesi

Araştırmalar, endişeleri ve problemleri için özel bir zaman ayıran insanların dört hafta içinde daha önceki durumlarına göre endişeleri için yüzde 35 daha az düşündüklerini göstermektedir.

1. Konsantrasyonunuzu bozan ve sık sık aklınıza gelen konuları düşünmek için kendinize özel bir zaman ayırın.

2. Dikkatinizi dağıtan bir konunun farkına vardığınızda, bu konuyu düşünmek için özel bir zamanınız olduğunu kendinize hatırlatın.

3. Dikkatiniz dağıldığında ayrıca “bir dakika, hiçbir yere gitme, buraya gel” deme stratejinizi de kullanın.

4. Konsantrasyonunuzu bozan ve sık sık aklınıza gelen konuları düşünmek için ayırdığınız özel zamanı mutlaka bu iş için kullanın.

Ayrıca özel olarak ayırdığınız zamanda düşünmek üzere, zihninizi dağıtan şeyleri not alın. Bu amaç için özel bir not defteri tutun. Not aldığınız konuları bu amaçla ayırdığınız özel zamanda mutlaka düşünün. Giderek zaman içinde bu konuların azaldığını fark edeceksiniz.

ENERJİ SEVİYENİZİ YÜKSELTİN

Enerji seviyenizin ne zaman zirvede, ne zaman en aşağılarda olduğunu tespit edin. Deneme yanılma yoluyla günün hangi zamanlarında enerji seviyenizin yüksek olduğunu ve kolayca konsantre olduğunuzu, ne zamanlar enerji seviyenizin düşük olduğunu ve konsantre olmakta zorlandığınızı belirlemeye çalışın. Zorlandığınız konuları enerji seviyenizin yüksek olduğu anlara kaydırmak iyi bir stratejidir. Bunun yanında kolayınıza gelen konuları düşük enerji seviyeli zamanlarınıza kaydırın.

Çoğu öğrenci zorlandığı konuları genellikle en sona bırakmaktadır. Günün geç saatlerine kalan bu konular doğal olarak yorulmuş olan öğrencinin enerji seviyesinin en düşük olduğu anlara rastlamaktadır. Bu uygulama yanlış bir stratejidir. Zor konular yüksek enerjili zamanlarda çalışılmalıdır. Sadece bu strateji bile konsantrasyonunuzun artması için yeterlidir.

KONSANTRASYON İÇİN NEFES ALMAK

Yoğunlaşmanız gereken bir konuya başlayacağınız zaman, daha önceden konsantre olmakta zorlanmadığınız bir anı aklınıza getirin. Kendinizin yine böyle bir anda olduğunu düşünün.

Ayrıca başlangıçta nefes almaya odaklanmak ve derin derin nefes almak bedenin dinlenmesini, zihnin ise enerji dolmasını sağlar. Derin derin nefes almak zihin ve beden senkronizasyonunu sağlar ve sizi stresten uzak tutar.

1. Rahat bir konumda olun.

2. Yavaş yavaş (mümkünse burnunuzla) nefes alın. Sırayla önce göğsünüzün alt kısmını, sonra orta ve üst kısmını aldığınız nefesle doldurun. Yavaş yavaş nefes aldığınızdan emin olun. Bu süreç yaklaşık 8 – 10 saniye olsun.

3. Konsantre olduğunuz bir anınızı düşünerek nefesinizi içinizde bir veya iki saniye tutun.

4. Sonra rahat ve sakin bir şekilde nefesinizi verin.

5. Birkaç saniye durun ve aynı derin nefes alıp verme işlemini tekrar edin.

6. Bu işlemi yaparken başınızın döndüğünü hissederseniz nefes alıp vermeyi çok yoğun yapıyorsunuz demektir. Bu gibi durumlarda yavaşlayın.

7. Aynı zamanda kendinizin ılık ve sakin bir deniz kenarında olduğunu düşünün. Veya dalgaların üzerinde batmadığınızı ve nefes alıp, verdiğinizde dalgaların üzerinde nazik bir şekilde yükselip indiğinizi hayal edin.

Bu egzersizin amacı sizi stresten uzak tutmaktır. Stresli olduğumuz durumlarda beynin bazı kısımları aktif olmadığı için daha az zeki oluruz. Bu egzersizi her çalışma öncesi yapın.

Alıntı
Şimdi gelelim enteresan bir konuya. TV’de, CD veya kaset çalarınızda dinlediğiniz sözlü bir müzik SÖZ içerdiği için daha çok beynin SOL LOP’unu uyarmaktadır. Konuşma, kelimeler ve sözlerle ilgilenen ve hoşlanan beynin bu kısmıdır. Ancak sözler beynin renkli ve eğlenceli SAĞ LOP’unu uyarmamaktadır. Sağ lop ritmi ve müziği (özellikle de bazı özel sözsüz müzik ve ritimleri) seven taraftıHAREKET VE ENERJİ

İnsan vücudu dinamik bir enerji akımıyla doludur. Özellikle öğrenme tarzları kinestetik olan kişilerin konsantre olmakta zorlandıkları görülmektedir. Bu tip insanların öğrenme sırasında hareket etmeleri ve öğrendiklerini hareketlerle uygulamaları gerekmektedir.

Beynin Enerji Noktalarına Dokunmak

Nasıl Yapacaksınız: Baş parmağınızla ve işaret parmağınızla bir ‘C” harfi oluşturun ve her iki parmağınızı hemen köprücük kemiğinin altındaki göğüs kemiklerinizin iki tarafının üzerine koyun. Parmaklarınızla nazikçe göğsünüzün her iki kısmını yavaş yavaş 20 veya 30 saniye ovun. Bu ovma sırasında diğer eliniz göbeğinizin üzerinde dursun. Daha sonra ellerinizin yerini değiştirerek aynı hareketi iki veya üç kere tekrarlayın.

Neye Yarar: sakin düşünme, okuduğunuz satırları takip edebilme, göz hareketlerini kontrol edebilme yeteneklerinizi geliştirir ve enerji seviyenizi yükseltir.

Yatay 8’ler Yapmak

Nasıl Yapacaksınız: Bir elinizi yüzünüzün önünde ileriye doğru tam karşıya uzatın ve baş parmağınız yukarıyı gösterecek şekilde açık tutarak elinizi yumruk yapın. Gözleriniz baş parmağınızı dikkatle takip ederken, yavaş yavaş her bir yuvarlağı elinizin başlangıç noktasına göre iki ayrı tarafta olacak şekilde yavaş yavaş yatay bir sekiz oluşturun. Bu hareketi iki veya üç kere tekrarlayın. Daha sonra aynı hareketi diğer kolunuzla ve elinizle yapın.

Neye Yarar: okuma, hızlı okuma, yazma, el ve göz koordinasyonu yeteneklerinizi geliştirir.

Düşünme Noktalarını Hareketlendirmek

Nasıl Yapacaksınız: baş ve işaret parmağınızla nazikçe dairler çizerek başınızı ovunuz. Bu ovma işine kulaklarınızın dış kısmından başlayarak başınızın tepe noktasına kadar yavaş yavaş ilerleyiniz. Daha sonra ovma işine alnınızın iki tarafından tepeye doğru da yapınız. Bu uygulamayı iki veya üç kere tekrarlayınız.

Neye Yarar: heceleme, kendi kendinin farkında olma, kısa-süreli hafıza gelişimi, dikkatli dinleyebilme ve soyut düşünebilme yeteneklerinizi geliştirir.

Çapraz Eğilme

Nasıl Yapacaksınız: Ayakta durun. Önce yavaşça eğilerek sol elinizle sağ dizinize dokunun ve doğrulun, sonra sağ elinizle sol dizinize dokunun ve doğrulun. Bu hareketi 10 veya 15 kere tekrarlayın.

Neye Yarar: okuma, yazma, dinleme, hafıza ve koordinasyon yeteneklerinizi geliştirir. Bu egzersiz beyninizin her iki lopunu aynı anda aktif hale getirir.

KONSANTRASYON İÇİN ZİHİNSEL STRATEJİLER

“Gitme, Buraya Gel” Stratejisi

Bu stratejiyi mutlaka uygulamalısınız. Düşüncelerinizin ilgilendiğiniz konudan başka bir noktaya kaydığını hissettiğiniz anda, “Bir dakika, hiçbir yere gitme, buraya gel” deyin kendi kendinize.

Örneğin tam ders çalışırken aklınıza aldığınız başka bir not veya bir ödev, kız veya erkek arkadaşınız, veya karnınızın biraz aç olduğu veya bir şeyler atıştırma gibi düşünceler gelebilir. Böyle bir durumda hemen kendi kendinize, “hiçbir yere gitme, buraya gel” deyin. Ve hemen ilgilenmeniz gereken konuyu düşünerek, konuyla ilgili kendi kendinize birkaç soru sorun ve bunları cevaplamaya çalışın. Konuyla ilgili en son bölümün kısa bir özetini düşünün. Veya konunun ana başlıklarını şöyle bir hatırlamaya çalışın ve elinizden geldiğince dikkatinizi ilgilendiğiniz konuya toplamaya çalışın.

Dikkatinizi dağıtan konudan uzaklaşmak için kesinlikle o konuyu düşünmemeyi düşünmeyin. Çünkü bu durum gittikçe daha çok dikkatinizin dağılmasına sebep olur. Bir şeyi düşünmemeye çalışmak, onun daha çok düşünülmesine sebep olur. “Şimdi fil düşünmeyeceğim” diye bir düşünün bakalım ne olacak. Şüphesiz hemen aklınıza bir fil gelecektir. Unutmayın, “fil düşünmemeliyim” diye düşünmek aklınıza filin gelmesini sağlamaktan başka bir işe yaramaz.Alıntı
Hastalık kaynaklı nedenleri yok tamamen yok ettikten sonra diğer fiziksel boyutlara da göz atmak gerekir.

Dinlenin ve Enerji Şarj Edin – uykusuzluk ve açlık konsantrasyonu yok eder; problem az beslenme ve az uyku ise, iyice dinlenin ve bir kase salata yiyin.

Karbonhidratları Azaltın - bazı insanlar çok fazla rafine edilmiş karbonhidrat tükettiği zaman uykulu bir duruma girer. Eğer karbonhidratlara karşı hassassanız, öğle yemeğinde ekmeği azaltın ve biraz fazla protein ve sebze tüketin.

Doğal Tatlıları Kullanın – rafine şeker başlangıçta size enerji verse de, bir süre sonra çoğu insanı zihinsel ve fiziksel olarak uyuşuk bir duruma sokar. Gün içinde enerjiye ihtiyacınız varsa, çikolatalı bir gofret yerine bir portakal, elma veya muz yemenizi tavsiye ederiz.

B Vitaminleri Alın – thiamine (bir B vitamini) seviyenizi artırarak konsantrasyonunuzu sağlamak istiyorsanız, buğday ekmeği, fındık, ceviz, fındık, fasulye, bezelye, süt, yağsız et, yeşil yapraklı sebzeler, avakado, karnabahar ve ıspanak gibi yiyecekler yemelisiniz.

Demir Oranına Dikkat – demir eksikliğinin sebep olduğu anemi, beyne kanın dolayısıyla oksijenin az gelmesi nedeniyle hafıza ve konsantrasyonu etkilemektedir. Demir kaplarda pişirilmiş et, deniz ürünleri, brokoli gibi yiyecekler yiyin. Doktor tavsiyesi ile demir içeren vitaminler de kullanabilirsiniz.

OMEGA 3 + E – Bebek ve çocuk uzmanı Profesör Robert Winston’un yaptığı bir araştırma, balıkyağının özellikle disleksi (öğrenme bozukluğu), egzama ve iletişim zorluğu çeken çocuklar üzerinde olağanüstü etkileri olduğunu ortaya çıkardı.

BBC’de yayınlanan “Günümüzün Çocuğu” adlı belgeselde, Profesör Robert Winston davranış bozuklukları gösteren iki çocuğa günlük olarak belli dozlarda Omega 3 yağ asidi içeren balıkyağı tabletleri vermiştir. Üç ay sonra her iki çocukta da önemli gelişmeler gözlenmiştir. Saldırgan davranışlı olan çocuğun bu durumu olumlu yönde değişirken, çekingen ve içine kapanık olan diğer çocuğun da dışa dönük bir hale geldiği görülmüştür. Bu çalışma balıkyağının birçok probleme çözüm olduğunu ortaya koymuştur.

KONSANTRASYON VE MÜZİK

Şimdi gelelim enteresan bir konuya. TV’de, CD veya kaset çalarınızda dinlediğiniz sözlü bir müzik SÖZ içerdiği için daha çok beynin SOL LOP’unu uyarmaktadır. Konuşma, kelimeler ve sözlerle ilgilenen ve hoşlanan beynin bu kısmıdır. Ancak sözler beynin renkli ve eğlenceli SAĞ LOP’unu uyarmamaktadır. Sağ lop ritmi ve müziği (özellikle de bazı özel sözsüz müzik ve ritimleri) seven taraftır.Alıntı

Tek silahın aklın ve inancındır.

İster tarih veya biyoloji çalışın, ister satranç veya tenis oynayın; yaptığınız işe konsantre olabilmek ve dikkat dağıtan şeylerden uzak durabilmek bir sanattır.

Hepimizin farklı farklı konsantre olabildiği durumlar vardır. Şöyle zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız ve kendinizi kaybettiğiniz hoşlandığınız olayları bir düşünün; bir sportif faaliyette bulunmak, bir müzik aleti çalmak, sevdiğiniz bir oyunu oynamak gibi faaliyetler veya TAM BİR KONSANTRASYON içinde olduğunuzu düşündüğünüz diğer durumlar.

Peki diğer zamanlarda ne oluyor?

Zihniniz bir şeyden diğerine kayıyor

Endişeler zihninizi dağıtıyor

Dış etkenler farkında olmadan sizi ilgilendiğiniz olaydan kopartıyor

İlgilendiğiniz olay veya konu size sıkıcı ve zor gelmeye başlıyor.

Unutmayın, KONSANTRASYON SİZİN kontrolünüz altındadır ve bu bölüm konsantrasyonunuzu geliştirebilmeniz için gerekli olan bilgileri içermektedir.

EN ÖNEMLİ FAKTÖR MOTİVASYON

Konsantrasyonunuzu etkileyen hayati ve en önemli faktör motivasyondur. Motivasyon bir şeyi yapmak için iyi ve gerçekçi bir nedeniniz olduğuna inanmanızla ilgilidir.

Örneğin ertesi günü sabah saat 08:30’da önemli bir iş görüşmesine veya mülakata gitmek için akşam erken yatabilirsiniz. Ancak ertesi gün bir tatil günüyse, gece geç saate kadar tıka basa atıştırabilir, televizyon izleyebilir ve erken yatmayabilirsiniz. Tabi şüphesiz bunun sonucu olarak ertesi günü maksimum performansta bir zihne de sahip olmazsınız. Bu sonuç tamamen motivasyonla ilgilidir.

KONSANTRASYON ile ilgili bu makaleyi NEDEN okuduğunuzu bir kağıda yazmanız tam bu etapta sizin için iyi bir konsantrasyon egzersizi olabilir.

SİZİN motivasyonunuzun kaynağı nedir? Daha iyi konsantre olmanın size sağlayacağı olası avantajlar nelerdir?

Sağlam bir nedeniniz veya amacınız yoksa konsantrasyona neden ihtiyacınız olsun ki?

KONSANTRASYON ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER

Su Kaybı

Vücuttaki diğer organlardan farklı olarak, beynin büyük bir kısmını (yaklaşık tahminen % 90’ını) su oluşturmaktadır. Vücuttaki su eksikliği kişide baş ağrısı, yorgunluk ve çabuk sinirlenme gibi sonuçlara neden olmaktadır. Bu sonuçlardan her biri sizden konsantrasyonunuzu çalan, alıp götüren olaylardır.

Toksinler (vücudunuzdaki zararlı maddeler)
Herhangi bir işle uğraşırken neler atıştırdığınız konsantrasyonunuzu etkileyen en önemli faktördür. Yediğimiz hafif hazır yemek ve çerezlerde en çok kullanılan 12 tehlikeli katkı maddesini içeren “kirli düzine” diye bir liste vardır. Bunlardan iki tanesi en çok dikkat etmemiz gereken maddelerdir. Çünkü bu iki tehlikeli madde her türlü gevrekte, gazlı içecekte, sakızda ve yediğimiz birçok şekerlemede mevcuttur.

1-) Mono Sodyum Glutamate (MSG) çeşni ve tat artırıcı dünyada 1950’lerde kullanılmaya başlamıştır. Bu madde hemen hemen her türlü tuzlandırılmış çerezde, hazır yemeklerde, hazır çorbalarda, bisküvilerde, soslarda, et suyu veya et suyu bulyonlarında, konserve ton balıklarında, donmuş hazır yiyeceklerde mevcuttur. Şeker pekmezi fermantasyonundan elde edilmesinden dolayı bu katkı maddesi migren, astım, egzema, barsak rahatsızlığı, kalp çarpıntısı, dalgınlık, unutkanlık, çabuk sinirlenme, rahatsızlık ve dikkatsizlik gibi durumlara sebep olur.

2-) Aspartame suni tatlandırıcı şekerden yaklaşık 200 kat daha tatlıdır. Aspartame diyet içecekler, kalorisi düşük yiyecek veya diyet tatlılar, sakızlar, pasta ve şekerlemeler dahil tam 9000 yiyecek ürününde kullanılmaktadır. Bu madde de baş ağrısı, heyecan, çabuk sinirlenme, depresyon, uykusuzluk, yorgunluk, baş dönmesi, hazımsızlık ve çeşitli alerjik reaksiyonlar gibi çeşitli şikayetlere sebep olmaktadır. Ayrıca bu maddenin beyin tümörü oluşmasına etkisiyle ilgili ön bulgular mevcuttur.
Alıntı

Konsantrasyon Bozukluğu...

Konsantrasyon zihnin sürekli elde tutamayacağı bir durumdur. Konsantrasyonu sağlamak için ne kadar uğraşır ve kendinizi ne kadar zorlarsanız yoğunlaşmanız da o kadar zor olacaktır.

Bu yüzden konsantrasyonu geliştirmek için kullanılan yöntemler dolaylıdır. Mesela; zihnin ilgisini çeken dış uyaranları elemek konsantrasyonu kolaylaştırır.


Dikkat bozukluğu size üç mesaj verir:

1. Beyninizi çalışma talimatına uygun kullanmıyorsunuz demektir.
2. Okuduklarınızı doğru şekilde okumuyorsunuz demektir
3. Konsantrasyon eşiğinizi ihlal ediyorsunuz demektir.

Konsantrasyon bozukluğunun nedenleri:

Herhangi bir durumda dikkatimiz içe yahut dışa dönüktür. Eğer hayal kuruyorsak karşımızdaki manzarayı göremeyiz. Eğer kafamızın içinde kendi kendimizle konuşuyorsak okuduğumuzu da anlayamayız. Şimdi başınızı kaldırın ve çevredeki bir nesneye bakın. O nesneye bakarken ilkokulunuzu ve yaşadığınız şeyleri canlandırın. Gördüğünüz üzere zihnininiz hayale daldıkça nesne de bulanıklaşmaktadır. Çünkü beyin iç görüntüyü de dış görüntüyü de aynı kanal aracılığıyla algılamaktadır. Ders çalışırken dışa dönük dikkate ihtiyaç olduğundan hayal kurduğunuzu veya farklı şeyler düşündüğünüzü fark ettiğiniz anda hemen hayalinizi kesmeli ve “nerede kalmıştık” demelisiniz. Dikkatin ve dolayısıyla konsantrasyonun üzerinde etkili olan psikolojik ve çevresel faktörler vardır. Mesela moral çöküntüsü yaşanılan bir günde dikkati toplamak güç olacaktır.

Dikkati dağıtabilecek faktörler şunlardır:

- Fizyolojik yorgunluk
- Gürültülü ortamlar (TV odası veya başka işlerle uğraşan insanların bulunduğu yerler.)
- Hayal kurmak
- İlgi alanınıza girmeyen veya istemeyerek okunan metinler
- Bir çalışma ortamının dışında yatarak veya uzanarak çalışma
- Kontrolsüz iç konuşmalar
- Yoğun duygusal anılar ve etkisinden henüz çıkılmamış günlük olaylar
- Ana fikri yakalamadan okuma
- Stres

Ne yapmalı?-

Beynimiz aynı anda iki işi birden yapmakta zorlanır. Ders çalışırken yaşadığınız olayları düşünmeyiniz.
- Kendinizi yorgun hissediyorsanız duş alarak veya uyuyarak beden ve zihninizi dinlendirdikten sonra çalışmaya başlamalısınız.
- Uzun süreli bir konsantrasyon zor sağlanır. Çalışmaya ara vermek, zihnin dinlenmesi için önemlidir. Yorgun zihin dikkatini toparlayamaz. Bu nedenle ara vererek çalışınız.
- Sevmediğiniz dersleri ve konuları okumaya başlamadan önce çevrenizdekilere ve kendinize “bunun ilginç yanı nedir” diye sorunuz.
- Gürültülü ortamlarda ders çalışmayınız. (TV karşısında veya müzik dinleyerek...)
- Kendinize bir çalışma ortamı hazırlayın ve sadece orada çalışınız
- Aynı amaç etrafında toplanacağınız “öğrenme grubu” oluşturarak konsantrasyonunuzu artırınız.
Alıntı