Translate

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Gevşeme metodu

  1. Dizinizi bükerek veya da sandalyenin üzerinde dik olarak oturunuz
  2. En azından 15 dakika boyunca içinizdeki nehire konsantre olunuz. Bütün kötü olumsuz duyguları korkuları içinizdeki nehire atıp akıp gitmesini sağlayınız. Bedensel olarak duyduğunuz duyumlar (karnın daveya gögsünüzde.) nehirden akıp gitsin Düşüncelerin gelip yanınızdan adeta bir tren gibi geçmesine yardımcı olun. Mümkünse hiç bir şey düşünmeyin. Hiçbir şeye karşı koymayın. Bütün kötü düşünceler sizi yalayıp gitsin. Akan suya baraj olmayın. Yollayın gitsin, aksın gönlünce. Duran su kokar, hastalık yapar. Bentleri kaldırın...
  3. Bunu günün her anı yapmaya gayret ediniz. Kendinize karşı durmayın. Bunları yaparken uyuklamayın vücudunuzu bilinçli şekilde hissedin.
  4. Vücudunuz sizin mutlu ve huzurlu yaşadığınız evinizdir.
  5. Zen durumunda yakaladığınız uyumu SİZ dahil kimsenin bozmasına izin vermeyin. O UYUMU savunun.
Başka bir yol:
  1. Rahat ve gevşemiş durumda sandalyeye oturun. Vücudunuzun her öğesinin varlığının bilincine varın. Ayak parmaklarınızdan kaslarınıza kadar vücudunuzun her parçasını gevşettin. Bunu yaparken “ayak parmaklarım gevşiyor, ayak bileklerim gevşiyor” diyerek her öğenin bilincine vararak her yerinizi gevşettin.
  2. Zihninizi dalgalı bir su gibi düşünerek yavaş yavaş dalgaları dindirin. Dalgalar gittikçe azalsın, küçülsün ve suyun yüzeyi dümdüz olsun.
  3. Sakinlik ve huzur veren kelimeleri söylemeye başlayın. Huzur, sakinlik, sessizlik, uyum, billur, hoş duygu, gibi bunları yaptığınızda ALFA durumuna geçmiş oldunuz.
BİRLİKTE
Bilinçli bilginiz; bildiğiniz, sözcüklerle anlatabildiğiniz her şeydir. Bilinç altı bilginiz ise sonsuzdur. Bilinçaltı bilginizin çok az bir kısmını hatırlayabilirsiniz, yüksek sesle ifade edebileceğiniz bölümünü. 
BU DÜNYADA NASIL MUTLU OLUNURURUN NASILIYIM BEN.
**HAYATI KENDİNİZE ZEHİR ZİNDAN EDEN YİNE SİZSİNİZ
Acıyı kederi korkuyu kısacası BÖLÜNMEYİ nerede hissediyorsanız vücudunuzda, oradan özür dileyin. Özür diliyorum deyin; özür dileyin kendinizden. Ta ki acı ve kötü duygular kaybolana kadar. Ruhun aynı senin bebeğin gibidir; ona sevgi şefkat göstermeli, onu kollarına alıp korumalısın. Her deneyim belleğinizde depolanmıştır. Bunu bir deneyim fabrikası olarak adlandırabiliriz. Bu fabrikadaki makinelerin çoğu çalışmaz durumdadır. Fakat bu makinalar kullanılmaya kullanılmaya ihmal yüzünden paslanmış körlenmiş zor veya hiç çalışmaz durumdadır. Makineleri eski durumuna getirmek için bir çok deneme, zaman, inanç ve güven gerekecektir. Bu bellek fabrikanızı çalıştırma düğmesi BİRLİKTE kelimesidir. Ona yaptığı bütün işler için yirmi dört saat mesai yaptığı için teşekkür edin. Kendi kendinize cahilim, aptalım, şişmanım derken BEN kelimesini kullanın biz kelimesini kullanmayın GİZLİ BENİNİZİN olanaksızı gerçekleştirme deneyimine güvenin. Korkunun sebebi telaştır. KENDİNİZLE BİRLİKTE OLMADIĞINIZI kabul etmek zorundasınız. Bunu kabul edin ve ben kendimle birlikte değilim değin. Bilinçaltım DUYGULARIMI İRADEMI ve BİLİNÇSİZ DÜŞÜNCEMİ yönetir. Onu çalıştır ona çalışmadan önce ve çalıştırdıktan sonra gözü kapalı INANINIZ.
Dıştan gelen ve sizi yıpratan etkenler BÖLÜNMEYE sebep verir. Ama en zararlı bölünme kendi kendimize yarattığımız bölünmedir. Bölünmemek için kötüyü görme, duyma, konuşma. Bölünmenin sebepleri; acılar, kaygılar, korkular, aşırı duyarlılık, öfke, tartışma, tiksinme, tembellik, sorumluluktan kaçma, can sıkıntısı, pişmanlık, kararsızlık, unutkanlık, bir şeyi zamanında yapmamak.
Bir anda kendinizi cesaretli, kendine güvenir, kaygısız, hissettiğiniz anlar olmuştur. Sevinçli ve mutlusunuzdur. Sonra önemsiz, can sıkan bir olayı yada kişiyi düşünür yine canınızı sıkarsınız O güzelim duygular bir anda kaybolurlar. 
KIM dir sizi mutsuz eden? yine SİZ. Kendi kendinize yine BÖLÜNDÜNÜZ. Bir şeyi yapacağımızı söylüyorsak kendimizden BİZ diye bahsetmeliyiz. Ben diye bahsedersek sadece bilincimizden bahsetmiş oluruz. BEN bir şeyi yapacağım dersiniz. Eğer ben kullanırsanız sadece bilincinizi kastetmiş olursunuz. Aslında ESAS YAPICI BİLİNÇ ALTINIZDIR Bilinciniz değil. Bir şey yapmak isterseniz bilinç altınızdan yardım isteyin. Bilincinizle düşünebilirsiniz hissedebilirsiniz ama bilinçaltınızla isteyebilirsiniz. KENDİME SAYGILIM. KENDİME SAYGI DUYUYORUM.
Bilinçaltına sizden başka sı ulaşamaz onu duyamaz. Bilinçaltı kendini dünyada sizden başka sına anlatamaz. BİLİNÇALTIMLA DAYANIŞMA İÇİNDEYİM. GİDİP GELİN anahtar sözcüğü ile bilinçaltınızı düşünün. Bu sözcük size en iyi dostunuzu kazandıracaktır. Böylece bilinçaltınızla bilinciniz birbirine gidip gelecek ilk dostunuzu böyle kazanacaksınız. Bu sözcük dost kazanmada çok önemlidir. 28 kere birlikte şarkısını söyleyin. Ruhunuzu koşullandırın. Bilinçaltınıza TEŞEKKÜR EDİN. Anahtar sözcüklerle gizli fabrikanızın makinelerini çalıştırabilirsiniz. Bilinçli bir çaba veya yardım olmaksızın bilinç altınız
istediğiniz sonuçları GÖRÜNMEZ ve BİLİNMEZ yollardan elde etmenizi sağlayacaktır.
Akşam yatarken de SİZDEN VE SİZE YAPTIĞIM HATALAR İÇİN ÖZÜR DİLİYORUM BAĞIŞLAYINIZ BENİ YALVARIYORUM deyin.
Bilinçaltınıza şu soruları sorun
  • Tam olarak ne istiyorum?
  • Benim için en iyi şey nedir?
  • Nasıl istiyorum?
Yalnızca bilinçaltımızı kullanarak yaptığımız şeylerde bir mükemmellik ve mükemmelliğe giden bir hal vardır. Bilincimiz ise devamlı bizi eleştirir. Korumaya çalışır. İkaz eder. Bilinç devamlı bilinçaltının işine karışır ve sessiz bilinçaltı devamlı bilinçten azar işitir. Bilincin bilinçaltına bu hareketlerini kontrole aldığımız zaman, bilinçaltını kendi haline bırakıp mükemmellik yaratacağı bir ortam hazırlamış oluruz. Sonuç olarak bilincinizin bilinçaltını olumsuz yönde etkileyecek telkinlerde bulunmasını önlemeli, olumlu telkinleri bilinçaltına göndermeliyiz. Bu durumun farkında olursak, günün her ani bunu uygulayabiliriz. Kendimize bir şeyi mükemmel yaparken birden ama diye başlayarak o mükemmelliği bozmamız tamamen bilincin suçudur. Kendinizi bilinçaltına teslim edin. Olumlu kontrolü elden bırakmayın.
Bilinçaltınıza ne kadar güvenirseniz kendine güven de o kadar artar. Kendine güven için korkuları ve içimizdeki suçluluk duygusunu atmalı bu yönde çaba göstermeliyiz. Bunun için kendimizden yardım isteyin. Bir şeyi iyi yapamadığınızda veya yapmadığınızda suçluluk duymayın. Her gün değişik bir gündür. Bugün belki canınız istemez, iradeniz kuvvetsizdir ama belki bir saat sonra belki yarın ruhsal gücünüz daha fazla olacak ve o işi daha iyi yapacaksınız. Unutmayın bulutlar ne kadar siyah ve sık olursa olsun o bulutların arkasında mutlaka bir parlak güneş vardır. 
Öyle değil mi? BİRLİKTE ve MUTLU olmak için
  1. Kalbini kin ve nefretten arındır. Kendinden niye nefret ediyorsun?
  2. Kafanı üzüntü, korku ve suçluluk duygularından arındır.
  3. Basit bir hayat yaşa
  4. Başkalarından çok az şey bekle, umma, beklentin az olsun. Kendin için iyi olan yaptığın şeyler için kendinden de bir karşılık bekleme. Senin kendin için iyi olana inan ve yap onu ama sonucunda kendinden bir karşılık bekleme.
  5. Başkalarına çok ama çok şey ver. Sakin ama sakın bencil olma. Başkalarına verirsen onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlarsın. Kendini sizin tarafınızdan değerli hisseden insan sizi sever size değer verir. Dolayısıyla sizin kendinize değer vermeniz sağlanmış olur.
  6. Ruhsal gücünü hesaba katarak mümkün olduğu kadar çok ama çok çalış
  7. Yaşamını SEVGİYLE doldur. Verebileceğin en küçük sevgiyi hisset ve ver. Onu alınganlık, küçük hesaplar ve karşılık bekleyerek söndürme.
  8. Başkaları tarafından aranan sevilen bir insan ol. Hepimizin içinde bize devamlı sinyaller gönderen bir aygıt vardır. Bu sinyalleri dikkate alırsak bu sinyaller bizim nasıl mutlu olacağımızı söyler. Bu sinyalleri duymak için kendimize devamlı sorular sormalı, kendimizin ve vücudumuzun iyi bir dinleyicisi olmalıyız. Bu aygıt sağduyumuzdur. Sağduyu bilinçaltının bilinçlendirilmiş bölümüdür.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Mutlu yaşam

Dünya ve kendinizle barışık olmak. Bu görkemli anda hiç bir şey canınızı sıkmaz ne insanlar ne dünya nede KENDİNİZ.

Mutlu yaşamanın yolu...

Sırasıyla yapılacaklar:
  • Kendiyle birlikte olmaya boyun eğme
  • Hedef ve istek
  • İnanç
  • Anahtar sözcük
Büyük ben’inize boyun eğin isteyin hedefinizi gerçekten isteyin. Hedefinizi istemeyi sevin Bilinçaltınıza isteğinize hedefinize hiç kuşkunuz kalmayacak şekilde inanın. 
Ve uygun anahtarı seçip elektrik düğmesi gibi çalıştırın.


 

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Olumlu düşünce ve yararları

Bilinçaltınızı olumlu bir yapıya kavuşturmanın en etkili yolu, önce konuşmalarınızın içinde bulunan ve zararsız gibi görünen olumsuzluk taşıyan çok küçük ifadeleri çıkarıp atmaktır. Sonra da düşüncelerinizi kontrol altına alıp en küçük olumsuzluk düşüncesinden başlayarak büyük olumsuzluk düşüncesine doğru onların önce bilincine varıp vücuttaki ve yüzümüzdeki meydana getirdiği kasılmaları gevşetmek ve onları kaslarımız sayesinde vücudumuzdan akıp gitmesini sağlamaktır. Konuşmalarımızdaki kullandığımız olumsuz sözcükler ve bu sırada aklımızdan geçen olumsuz düşünceler tek başlarına zararsız bile görünseler, bir zaman sonra bilinçaltımızda son derece zararlı etkilere yol açarlar. Bilinçaltımız böylece olumsuz bir tutum alır. 
Kendi kendine devamlı olumlu sözler söyleyip telkinde bulunan insan zamanla bilinçaltının o yönde çalışmasını sağlar. Bu aynı jimnastik alıştırmaları gibidir. En kötü bir olayı dahi anlatırken ama iyi olacak deyip sonrada o kötü olayın nasıl iyi yanları
ve etkileri olabileceğini düşünüp söyleyin. Hatta onları bir kağıda yazıp devamlı okuyun. Umut dolu, daima olumlu ve yapıcı eleştiri yapan, ileriye neşe ve ümitle bakan insanlarla ilişki kurun ve sizde öyle bir insan olun. Devamlı üzülen, olumsuz insanların bu huylarını değiştirmeye uğraşın. Bir insan nasıl düşünürse öyle yaşar. Üzüntü, sağlıksız ve yıkıcı bir zihinsel alışkanlık, bir hastalıktır. Üzüntü parça parça yok edilir. Bunun için önce küçük şeylere üzülmeyi bırakınız. Konuşmalarınızdan üzüntü ve korku belirten kelimeleri çıkarınız. “Ben yapamam” cümlesi bir hastalık belirtisidir. Daima ben başarırım, ben yaparım deyin. Günde 20 kez ben yaparım, ben başarırım diye tekrarlayın. İleride otomatik olarak böyle düşünmeye başlayacaksınız. “Ben yapamam’ı değiştirmenin bir başka yolu da kendinize ait bir teknik arayıp bulmanızdır. 
Eğer yokları düşünürseniz varlara ulaşamazsınız.Eğer gerçekçiyim diye övünüyorsanız ve gerçekçiliğiniz sizi karamsar yapıyorsa siz gerçekçi değil karamsarsınız. İyimser olan insanda beyin endorfin denilen bir hormon salgılar. Bu hormon insanin kendini daha iyi ve mutlu hissetmesini sağlar. 

Coşkulu yaşayın coşkuyu bulun ve coşku için dua edin kendinize...

28 Aralık 2012 Cuma

Çekiliş var

http://miracenur.blogspot.de/2012/12/cekilisim-var.html?spref=fb

15 ocak, saat 23.59 da sonra erecektir..
Hadi bakalım herkese bol şans diliyorum.


2 Ekim 2011 Pazar

Hayat Felsefesi: Yaşıtlarımla yaşlandım... Ne mutlu bana!

Hayat Felsefesi: Yaşıtlarımla yaşlandım... Ne mutlu bana!: Üstüme gök düşsün ki yalan söylemiyorum. Ben, eski ben değilim. Artık hangi mağazaya girsem küçük şeyler değil,büyük şeyler dikkatimi çekiy...

2 Nisan 2011 Cumartesi

Kahve bahane, aslolan dostluktur.Dostça kal...

Yaklaşık 600 yıllık acı tatlı uzun bir geçmişi olan kahvenin Habeşistan'da (Etiyopya) başlayan, Yemen, Mekke, Kahire, Şam'dan sonra İstanbul'a, İstanbul'dan da Avrupa ve dünyanın dört bir tarafına yayılan öyküsü yanında; Türk kahvesinin çekirdek durumundan pişirilme ve sunulma aşamasına kadar kullanılan araç ve gereçleri de gerçek bir müze oluşturacak zenginlikte…

Eskiden Türk kahvesi genellikle şekersiz yapılır bunun yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği olurmuş. Tatlı olarak şerbet gibi içecekler alındığı gibi reçel, şekerleme veya lokum da yenirmiş. Osmanlı İmparatorluğu'nun etkisindeki Yunanistan, Makedonya, Yugoslavya gibi yerlerde ve Türkiye'de kadınlar tarafından Türk kahvesi genellikle şekerli olarak alınırmış. Bu bakımdan sade, yandan çarklı, orta vb. gibi isimlerle kırkı aşkın kahve pişirme şekli bulunan kahvenin değişik ve güzel bir koku taşıması isteniyorsa fincanların dibine yerleştirilen bir mahfaza içine kokulu maddeden bir parça konulurmuş. En çok da; yasemin, amber, karanfil ve kakule kullanılırmış...

Yerinde ve zamanında içildiği zaman olağanüstü bir keyif verici olarak ün kazanan kahvenin içine atılan bu ekstra hoş kokan bitkiler içinde özellikle kakulenin faydasının ferahlatan kokusu yanında bununla da sınırlı olmadığını nette yaptığım araştırmalardan öğreniyorum…

Bu bitkiyi kahvenin yanı sıra; tıpkı karanfil gibi ferahlatan kokusu ile (Altışar gram yenirse; bir kakula içindeki 3-5 tane yeterlidir) ağız kokusunu yok ettiği ve ağıza hoş tad verdiği için de önerildiğini…

"Önerilen hastalıklar: Safra ve mide salgısını artırıcı etkisi bulunduğu görülmektedir. İştah açıcı özelliği vardır. Baş ağrısına iyi gelir, tükürük akışını hızlandırır.

Sıcak ve yumuşatıcı özelliklere sahip olan Kakule, hazmı kolaylaştırıcı bir özelliktedir. Bulantıya çok faydalıdır. Soğuktan oluşan hastalıklara günde bir dirhem kakule sirkengebinle beraber içilirse hastalık üç günde iyileşir…

ALINTI